آداب الكلام والصمت
Ebu Saîd el-Hudrî -radıyallahu anh'den- merfu olarak rivayet edilen bir hadiste Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «İnsan sabahlayınca, bütün organları dile başvurur ve (adeta ononun önünde boyun bükerek) şöyle derler: Bizim haklarımızı korumakta Allah’tan kork. Biz ancak senin söyleyeceklerinle ceza görürüz. Biz, sana bağlıyız. Eğer sen doğru olursan, biz de doğru oluruz. Eğer sen eğrilir, yoldan çıkarsan biz de sana uyar, senin gibi oluruz.»
عن أبي سعيد الخدري -رضي الله عنه- عن النبي -صلى الله عليه وسلم- قال: «إذا أصْبَح ابن آدَم، فإن الأعضاء كلَّها تَكْفُرُ اللِّسان، تقول: اتَّقِ الله فِينَا، فإنَّما نحن بِك؛ فإن اسْتَقَمْتَ اسْتَقَمْنَا، وإن اعْوَجَجْت اعْوَجَجْنَا».
شرح الحديث :
Hadisin manası: Bedenin diğer azaları dile itaat edip boyun eğmektedirler. Dile tabi olmuşlardır. Bundan dolayı İnsan sabahlayınca, bütün organları dile başvurur ve (adeta ona) şöyle derler: Bizim haklarımızı korumakta Allah’tan kork. Biz, sana bağlıyız. Dil, sahibine tehlikeli olması bakımından en sıkıntılı organdır. Eğer o istikamet üzere olursa, diğer azalarda istikamet üzere olur. Diğer amelleri de düzgün olur. Eğer istikamet üzere olmazsa diğer azaları da istikamet üzere olmaz. Böylece diğer amelleri de fasit olur. Enes –radıyallahu anh-’dan rivayet edilen hadiste Allah Rasûlü –sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Kalbi istikamet üzere olmayan kişinin imanı istikamet üzere olmaz. Dili de istikamet üzere olmayan kişinin kalbi istikamet üzere olmaz.» Dilin tehlikesini delalet eden birçok hadis bulunmaktadır. Dil, ya sahibinin saadetine ya da cezaya çarptırılmasına sebep olur. Kim onu Allah’a itaatte kullanırsa dünya ve ahirette o kimsenin mutluluğu olur. Kim de dilini Allah’ın razı olmadığı şeylerde başı boş bırakırsa dünya ve ahrette hüsranı olur. Mirkatul Mefatih Şerh Mişkatul Mesabih lil-Kâri (7/3040)